22 Kasım 2010 Pazartesi

ZEHRA 1

Gençliğimde böyle miydi dedi kendi kendine. Artık sorgulama başlamıştı. Yaşadıkları, hayatı, her bir anı tekrar canlandı. Çünkü artık yalnızdı. Son olarak Zehra da onu bırakmıştı.
O günden beri, her sabah kalktığındabaşta penceresini açıyor, o soğuk kış sabahını içine çekiyor ve aynanın karşısına geçip 'gençliğimde böyle miydi' diyerek çeşmeden şiddetle akan suya başını gömüyordu. Ardından; gençlik alışkanlığı olmasına rağmen, Zehra gittikten sonra asla yapmadığı kahvaltısını hazırlıyor, aradan yarım saat geçince kahvesini yapıyor ve içeyeceği sigarasını yakıp yoldan geçenlere bakıyordu. Kahve soğuyor, sigara sönüyor, o bakmaya devam ediyordu.
Boş gözlerle yoldan geçen insanlara bakıyor, hepsinin suratında Zehra'yı tekrar görüyordu.
Neyseki geçen insan, çok yoktu. Oturduğu sokağın başından ne zaman bir baş gözükse, kalbi yerinden fırlayacakmış gibi atıyor; kısık bir ses her seferinde aynı tonla Zehra geldi, diyordu. Çünkü o kısık ses Zehra'nın gittiğine hala inanmıyordu. Ve yaşlı adam bu sesi asla susturamıyordu. İlerleyen adımlar adamın penceresine yaklaştıkça bu sefer ihtiyar tekrar başlıyordu ' Gençliğimde böyle miydi? '

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder