22 Kasım 2010 Pazartesi

2

Bir araba gürültüsüyle uyandı. Pencereden baktığında Haluk'un geldiğini görünce sevinçten çıldıracaktı. Merdivenleri bir anda indi ve bir anda Haluk'un yanında buldu kendini. O kadar heyecanlıydı ki Haluk da bunu sarılışından, nefes alıp verişinden, resmen kendi elinde atan kalbinden anladı.Konuşmuyordu yada heyecandan konuşamıyordu. Haluk gelmişti, nasıl konuşması beklenirdi ki? Bu şekilde kolları Haluk'un boynuna dolalı geçen bir yarım saatten sonra kendine geldi ve heyecandan kısılmış bir sesle 'Haluk' diyebildi. Sonra bir anda irkildi. Çok önemli bir şeyi hatırlamış gibiolduğu yerde huzursuzca kıpırdandı ve biraz daha sokuldu Haluk'a. Ardından öncekinden daha kısık bir sesle 'Zehra nasıl' dedi. Sorduğu sorunun cevabını duymak istemediği belliydi. Bir anda Haluk'tan kaçmaya başladı ve biraz önce koşarcasına indiği merdivenleri bu sefer daha da hızla çıkmaya başladı. Arksından bakakalan Haluk fısıldadı: Zehra nasıl?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder